TÜHAS: Türk Hukuku için Yeknesak Bir Atıf Sistemi Önerisi

Türkiye’deki hukuk literatürü ve uygulaması, alıntı ve atıf usulleri konusunda maalesef yeknesak bir çerçeveye sahip değil. Kemal Gözler imzası taşıyan TÜHAS (Türk Hukuk Atıf Sistemi), bu çerçevenin oluşturulması için kapsamlı bir öneri sunuyor.

I.

Kemal Gözler’in, bilimsel eserleri yayınlarken takip ettiği bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Sayın Gözler, belirlediği konuyu önce derinlemesine bir biçimde ve oldukça hacimli bir eserde işliyor. Sonra bu çalışmanın sınırlı bir çevreye hitap edeceğini düşünerek aynı meseleyi, detaylı eserindeki ana hattı koruyarak ve fakat onu bazı detay katmanlarından arındırarak ders kitabı başlığıyla yayınlıyor. Bununla da kalmayıp bir katman daha silerek “Kısa” veya “Giriş” ifadelerini taşıyan daha ince bir kitap çıkarıyor.

Gözler, okuyucusuna ulaşmak için belki de gerçekleştirilebilecek her yolu deniyor. Öyle ki eserlerinin yer aldığı birden çok web sitesini, tespit edebildiğim kadarıyla herhangi bir içerik yönetim sistemi (content management system) kullanmadan uzun yıllardır kendisi yönetiyor. Ayrıca çalışmalarını duyurmak için sosyal medya kanalını da etkin kullanıyor. Eserlerinin içeriği bir yana sadece yayın konusunda izlediği yöntem bakımından dahi Türk hukuk akademisinde nadir görülen bu çabaya hayret etmemek mümkün değil.

Kısaca ifade etmeye çalıştığım bu yöntem, on yıldan fazla süredir zihnini meşgul ettiğini belirttiği[1] bilimsel yazma ile alıntı ve atıf usullerine ilişkin çalışmalarında da uygulanmış görünüyor. Bilimsel yazma ve yayınlama alanında çıkardığı ilk eseri 848 sayfadan oluşurken, ders kitabı olarak yayınladığı eser 450 sayfadan müteşekkil. Alıntı ve atıf usullerine yönelik hacimli eseri 1662 sayfa iken aynı konudaki ders kitabı 562 sayfa halinde yayınlanmış. Ayrıca bu konularla ilgili özel olarak seçilen bazı meseleler, altı ayrı internet makalesi olarak anayasa.gen.tr üzerinden yayınlanmış[2].Bütün bu çabalarına rağmen alıntı ve atıf usullerine dair yayınladığı ilk kitabının sekiz ayda yalnızca 219 kez satıldığından şikayetçi Gözler[3]. “Pek muhtemelen boş bir heves uğruna yıllarımı harcadım” diyebilecek[4] derecede ilgisizlikten müşteki olan hoca, esasında alıntı ve atıf usulleri konusunda Türk hukuku için yeknesak bir çerçeve oluşturma hedefinde.

II.

Türkiye’deki hukuk literatürü ve uygulaması, alıntı ve atıf usulleri konusunda maalesef yeknesak bir çerçeveye sahip değil. Lisansüstü enstitülerin, hukuk dergilerinin ve hatta bazı yayınevlerinin kendilerine göre belirlediği usuller mevcut olmakla birlikte bunlar birbirlerine taban tabana zıt düşebilecek derecede farklılıklar içeriyor. Enstitülerde ise genellikle kuralların hukuk alanına özgü detayları içermemesi veya kuralların zorunlu kılınmaması, tez yazarlarında tereddütlerin doğmasına yol açıyor.

Yüksek lisans tezimde ben de çokça ikircikli durumla karşılaştım. Bu problemin üstesinden gelebilmek için Medeni Hukuk alanında, kıymeti hemen herkesçe takdir edilen bazı eserlerdeki ortak atıf usullerini yakalayarak kendimce bir stil oluşturmuş ve bunu referans yönetim yazılımı Zotero’ya entegre etmiştim. Doktora tezimde, okurlar için pratik olacağını düşündüğüm, gözüme hoş görünen ve birkaç farklı stili harmanlayarak oluşturduğum başka bir stil üzerinden ilerledim. Zotero’dan yine faydalanmama rağmen özellikle Almanca şerhlere ve yabancı mahkeme kararlarına göndermede bulunurken atıf unsurlarından hangisine ne sıralamayla yer vereceğim konusunda çokça tereddüt yaşadığımı belirtmeliyim.

Benzer kararsızlıkları meslektaşlarımın da yaşadığını biliyorum. Bu sorunların aşılabilmesi amacıyla Türk hukuk literatür ve uygulaması için yeknesak bir alıntı ve atıf usullerine ihtiyaç var. Yani yazarın, çalışmasının esasına odaklanabilmesi için estetik açıdan iyisiyle kötüsüyle pratik bir usul kılavuzunu takip etmesinde fayda bulunuyor. Benim bir stil kılavuzundan beklentim pratik amaçlara hizmet etmesidir. Yani kılavuzun, yazarı boğmayan ve dolayısıyla onun yazım faaliyetine kolaylıkla entegre edebileceği az ve öz kural içermesi, okur bakımından ise kaynaklara dair tüm elzem bilgilere hızlıca eriştirebilmesi gerekir.

III.

Kemal Gözler, yeknesaklığın sağlanması yönündeki bu ihtiyaca kapsamlı bir öneri getirdi. Bu önerisini, alıntı ve atıf usulleri konusunda 2023 yılında yayınlanan 1662 ve 562 sayfa hacmindeki iki kitabının ardından 2024 yılında neşredilen ve 360 sayfadan oluşan “TÜHAS – Türk Hukuk Atıf Sistemi” başlıklı kitabında somut bir şekilde ortaya koydu. Konuya dair ilk iki eserinin aksine bazı “tafsilatlı” açıklamaların yer almadığı ve açık erişim olarak yayınlanan bir kitaptan bahsediyorum.

Kitap aslında Türk hukuk literatür ve uygulamasında tatbik edilmek amacıyla ortaya çıkarılmış bir alıntı ve atıf usulleri kılavuzu. TÜHAS, tıpkı hukuk alanındaki yabancı kılavuzlarda olduğu gibi mevzuat, içtihat ve doktrine atıf yapma usullerini gösteren kurallar (toplam 1125 adet) ile bunların örneklerini içeriyor. TÜHAS’ta metin içi atıf sistemi değil dipnot sistemi esas alınıyor ancak duruma göre diğer sistemin kullanılmasına da müsaade ediliyor. TÜHAS’ın öngördüğü kurallardan bazıları şöyle:

Görseldeki ekran görüntüleri, “Kemal Gözler, TÜHAS: Türk Hukuk Atıf Sistemi, Bursa, Ekin, 2024” başlıklı kitabın Google Books sayfasından alınmıştır. Erişim tarihi: 21.01.2024

Türk hukukundaki önemli bir gediği dolduracak bu çalışmada şüphesiz eleştiriye açık birçok kural da bulunuyor. TÜHAS’ın daha rafine bir hâle dönüşmesi için başta lisans üstü çalışma yapanlar olmak üzere tüm hukukçuların elini taşın altına koyması beklenir. Kimilerine göre esasa ilişkin geliştirilmesi gereken onca şey varken alıntı ve atıf usulleri üzerine düşünmenin, beyhude bir çaba gibi görüneceğini de tahmin etmek güç değildir. Ancak mevcut durumun zihinlerde bir engel oluşturmasına müsaade etmeden hem usul hem de esas bakımından olması gerekeni yazmaya ve anlatmaya devam etmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan bir atıf usul kılavuzu için eleştirinin doğal bazı sınırları olmalıdır. Örneğin estetik olarak hoş durmuyor yönündeki tenkitler, son derece göreceli olduğundan işin sarpa sarmasına neden olabilir. Dolayısıyla yazar ve okur açısından pratikliği ortadan kaldıran ve hatta hantallığa sebep olan hususlar haricindekilerin eleştiriye açılmaması gerekir. Ancak yazara lüzumsuz bir yük getiren ve okuyucuya zaman kaybettiren detayların açığa çıkarılması ve böylelikle sistemin ortak aklın ürününe dönüştürülmesi şarttır.

IV.

Bu yazı vesilesiyle TÜHAS’a dair eleştiri mahiyetindeki üç hususa değinmek isterim.

İlki, genel olarak dünyadaki önemli eğilimlerden birinin formel yazımdan uzaklaşma olduğu göz önüne alındığında 1125 adet kuralın, yazar için bir hayli fazla olduğudur. Literatür ve uygulamadaki yeknesaklık ihtiyacımızın; nokta, virgül, ince çizgi düzeyinde oldukça küçük detaylara dair kuralları kapsadığını düşünmüyorum. Aksine yeknesaklığı sağlayacak olan genel olarak kaynak materyale ilişkin yazar adı, yayın yılı, yayınevi gibi üst bilgilerden (metadata) hangilerinin seçileceği ve bunların nasıl sıralanacağıdır. Elbette kılavuzun, şimdiden hızlı referans kılavuzu (quick reference guide) boyutuna indirgenmesini savunmuyorum; ancak özellikle temel kuralı açıklama işlevi gören veya oldukça detay meseleleri içeren kuralların silinerek kılavuzun sadeleştirilmesi taraftarıyım.

Sanıyorum sadeleştirmenin tek taraftarı ben de değilim. Bu husus, Coşkun Can Aktan tarafından Kemal Gözler’in 1662 sayfalık eseri için kaleme alınan “Muhteşem Şaheser” başlıklı eleştiri yazısında da ifade ediliyor. Sayın Aktan’ın makalesinin on üçüncü sayfasında yer alan aşağıdaki satırlara eserin 360 sayfalık sürümü için dahi katılmak mümkündür:

…“kaleme aldığımız akademik metin ya da fikir yazısına başka bir yazardan alıntı yaptığımızda ve dipnot vermemiz gerektiğinde çok ince ayrıntılar ile yazarı boğmanın ne anlamı vardır! Neye yarar ve neye hizmet eder?

İkinci olarak kural sayısı azaltılsa dahi hukukçuların ezici çoğunluğunun bu kılavuzdaki kuralları öğrenmek için durup düşünmeye ve ardından uygulamaya vakit ayıracağını sanmıyorum. TÜHAS kurallarının geniş çapta rahatlıkla uygulanabilmesi için Zotero, Endnote ve Mendeley gibi yazılımlarla entegre edilmesi, yani bir stil dosyasının (.csl gibi) oluşturulması gerekiyor. Hatta Bakanlık’taki geliştiricileriyle irtibat kurulduğunda formatın UYAP Doküman Editörüne entegre edilmesi işten bile olmayabilir. Söz konusu entegrasyonlarla birlikte kurallar, mümkün olabildiğince otomatize şekilde uygulanabilecek ve yazarların işi kolaylaşacaktır.

Son olarak kitabın açık erişim sürümünde yayınlanmış olması, Sayın Gözler’in hukuk camiası için gösterdiği önemli bir nezaket örneği olarak kabul edilebilir. Bununla birlikte açık erişim sürümün Google Books’a yüklenmiş olması nedeniyle kitap içinde gezinme ve aranılana ulaşmayla ilgili birçok özellik kısıtlanmış durumda. Kitabın tamamının tek PDF dosyası hâlinde herkese açık olarak paylaşılması, çalışmanın yaygın etkisini artıracaktır.

Bu düşüncelerle on yıllık bir çabanın neticesinde ortaya çıkan TÜHAS’ın; lisansüstü tez çalışmalarında, bilimsel eserlerde ve dahi dilekçe ve içtihatlarda yaygınlaşmasını yürekten istediğimi belirtmeliyim. Bunca yıllık emeğini tamamlayarak çalışmasını bir bütün hâlinde kamuoyuyla paylaştığı için sayın Kemal Gözler’e, bir hukukçu olarak teşekkür ediyorum.


[1] Kemal Gözler, TÜHAS: Türk Hukuk Atıf Sistemi, Bursa, Ekin, 2024, s. XXII.

[2] Makaleler için bkz. [1], [2], [3], [4], [5] ve [6].

[3] Kemal Gözler, TÜHAS: Türk Hukuk Atıf Sistemi, Bursa, Ekin, 2024, s. XX.

[4] Gözler, bilimsel yazma ve yayınlama ile alıntı ve atıf usullerine ilişkin yazdığı dört kitabı işaret ederek “bu kitapların amacına ulaştığını söylemek çok zor. Pek muhtemelen boş bir heves uğruna yıllarımı harcadım” diyor. Ibid., s. XXII.