Tüketicinin Korunmasında Dijital Devrim: AB’nin Yenilikçi Yaklaşımları

Avrupa Birliği, çağın yeniliklerine uyum sağlama hedefiyle çıktığı dijital dönüşüm yolculuğunda, tüketicinin korunmasına ilişkin yarım asırlık tecrübesini dijital dünyaya entegre etmekte kararlı görünüyor.

Bilişim teknolojilerindeki hız kesmeyen gelişmeler, tüketicilerin dijital dünyadaki menfaatlerinin korunmasını elzem hâle getirmiştir. AB hem bu amaca yönelik somut adımlar atmak hem de dijital dönüşüm süreçlerinden azami faydayı sağlayarak iç pazarını kuvvetlendirmek için istikrarlı bir şekilde politika üretmektedir. Birlik, tüketicinin korunmasına yönelik en güncel politika belgesinde, sürdürülebilir tüketim ve dijital dönüşümü ön plana çıkarmış; dijital dönüşüm kapsamında mevcut koruma mekanizmalarının çevrimiçi ortama uyarlanmasını hedeflemiştir.

Bir yazı dizisinin ilki olan bu yazıda, dijital dönüşüm odağında AB’nin yeni tüketici politikalarını incelemeye çalışacağım. Sonraki yazılarda ise Birliğin yeni düzenlemelerinden bazılarının detaylarına gireceğim. Şimdiden ifade etmekte bir behis yok; AB’nin tüketicinin korunması düşüncesiyle çıkarılmış yeni mevzuatının iç hukuka aktarılmasına, regülasyon ve direktiflerin iktibasından değil, bunlara kaynaklık eden politikaların transferinden başlamak gerekir. Elbette bu toprakların ihtiyaçlarına göre bir uyarlama yapmak suretiyle… Zira politika üretmeden düzenleme iktibas etmek, birbirinden kopuk, uyumsuz bir hukuki manzaranın oluşmasına yol açma riski taşır. Kanunla düzenlenmesi gereken bir meselenin yönetmelikle düzenlenmesi, bir kod kanunda öngörülen bir prosedürün sonradan çıkarılan diğer bir kanunla yok sayılması bu manzaranın örneklerini teşkil eder. Türk Hukukunda bilişim teknolojilerinin düzenlenmesine yönelik bazı normatif metinlerde maalesef bu türden hatalara rastlamak mümkündür.

Dijitalleşme ve tüketicinin korunması

AB’ye göre dijitalleşmenin yoğun tesir edeceği alanlardan biri tüketici hukuku ve özellikle tüketicilerin dâhil olduğu sözleşme ilişkileridir. Birlik, sözleşme ilişkilerini 2000’li yıllardan itibaren iç pazarın güçlendirilmesi için önemli bir enstrüman olarak görmeye başlamıştır. Sözleşme özgürlüğünü genellikle zayıf kesim lehine sınırlayan bu anlayışa, Dijital Tek Pazar Stratejisi (2014) ile Dijital Çağa Uygun Bir Avrupa (2019) başlıklı vizyon belgesinde rastlamak mümkündür. Anılan belgelerde, dijitalleşmenin; rekabet, fikri haklar ve tüketici hukuku gibi çeşitli alanlarda etki doğuracağı belirtilmiş ve Birliğin bundan azami verim alabilmesi için ihtiyaç duyduğu düzenlemeler tespit edilmiştir.

Birliğin doğrudan tüketicinin korunmasına odaklanan politika belgelerinde; dijitalleşme olgusu giderek ön plana çıkmaktadır. Avrupa Tüketici Gündemi (2012), Tüketiciler için Yeni Bir Mutabakat (2018) ve Yeni Tüketici Gündemi (2020) Komisyon’un tüketiciyi koruma düşüncesine odaklandığı temel politika belgeleri olarak sayılabilir. Her üçündeki ortak amaç; ticareti, işi, zanaatı veya mesleği dışındaki amaçlarla hareket eden gerçek kişilerin, yani tüketicilerin korunmasıdır. Avrupa Birliği, anılan belgelerle Birliğin yarım asırlık tüketiciyi koruma tecrübesini dijital dünyaya taşımakta kararlı olduğunu ispat etmiştir. Belgelere biraz yakından bakalım:

Avrupa Tüketici Gündemi (2012)

A European Consumer Agenda – Boosting confidence and growth 🇪🇺 COM/2012/0225

Avrupa Tüketici Gündemi, dijital dünya dinamiklerinin tüketicilere tesir edebileceğini belirten ilk Komisyon belgelerinden biridir. 2020 hedefleri gözetilerek hazırlanan bu belgede, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımının önündeki engellerin tüketici lehine olacak şekilde kaldırılmasının yanı sıra ekonomik ve toplumsal değişimler de özel olarak vurgulanmıştır. Dijital dünyayla ilişkili olarak Gündem’de yer alan sekiz özel amaçtan biri, tüketiciyi koruyan kuralların dijital çağa uyarlanmasıdır. Belge’de, dijital içeriklere ilişkin hükümlerin de yer aldığı CESL’den (Ortak Avrupa Satış Hukuku) bahsedilmiş ve tüketicilere ayıplı dijital içerikler için çeşitli hak ve imkanların sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Tüketiciler, dijital ortamdaki risklere ilişkin yeterli şekilde bilgilendirilmeli ve onların dijital okur yazarlık becerileri geliştirilmelidir. Ayrıca üye ülke bazlı telif hakkı rejimlerinin dijital içeriğin erişilebilirliğine yönelik olumsuz etkilerinin aşılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Yine dijital ekosistemle ilgili olarak tüketicilerin elektronik haberleşme sektöründeki rekabetçi ortamdan faydalanabilmesi için sağlayıcı değiştirmesi önündeki engeller kaldırılmalı ve onlara yüksek hizmet kalitesine dayalı şeffaf tarifelerin sunulması temin edilmelidir. Hassas bir tüketici grubu olarak kabul edilen çocukların dijital ortamlardaki yanıltıcı reklamlardan korunması için haksız ticari uygulamalara ilişkin kurallar gözden geçirilmelidir. Öte yandan tüketici haklarının etkin, basit ve hızlı prosedürler üzerinden temini amacıyla alternatif ve çevrimiçi uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin düzenleme taslakları kabul edilerek uygulanmaya başlanmalıdır.

Komisyon, anılan hedef ve eylem planlarıyla uzun vadede hem fiziksel hem de dijital ürünler için serbest dolaşıma dair engellerin kaldırılmasına odaklanmış ve tek pazara daha geniş bir perspektiften yaklaşmıştır. Buna göre tüketicilerin çevrimiçi ve çevrimdışı ortamda yapacağı hukuki işlemlerde tek pazarın varlığına güven duyması temin edilmelidir. Politika belgesiyle ilişkili olarak kabul edilen bazı düzenlemeler şunlardır:

  • Directive on Alternative Dispute Resolution (2013/11)
  • Regulation on Online Dispute Resolution (524/2013)
  • Open Internet Access Directive (2015/2120)
  • Payment Services Directive – PSD2 (2015/2366)
  • European Electronic Communications Code Directive (2018/1972)
  • Regulation on Cooperation for the Enforcement of Consumer Protection Laws (2017/2394)
  • Portability Regulation (2017/1128)
  • Geo-Blocking Regulation (2018/302)

Tüketiciler İçin Yeni Bir Mutabakat (2018)

A New Deal for Consumers 🇪🇺 COM/2018/0183

Dijital Tek Pazar Stratejisi’nin 2014 yılında yayınlanmasının ardından bu stratejinin tüketiciye yönelik kısmına dair hedefler, Tüketiciler İçin Yeni Bir Mutabakat başlıklı belgeyle belirlenmiştir. Komisyon, bu belgeyle, tüketiciyi koruyan mevcut düzenlemeleri modernize ederek güçlendirmeyi ve daha adil bir tek pazar sağlamayı amaçlamıştır. Ayrıca Komisyon, tüketici kurallarının daha iyi icrası ve toplu dava açma imkânının sağlanması gibi hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla Parlamento ve üye ülkelere yeni düzenleme yapma çağrısında bulunmuştur.

Mutabakat, tüketicinin Newton dünyasındaki menfaatlerinin korunması haricinde, bilişim dünyasındaki menfaatleri için de çeşitli hedefler içermektedir. Buna göre internet üzerinden kurulan sözleşmelerde şeffaflığın sağlanması amacıyla dijital pazar yerleri için yeni yükümlülükler getirilmelidir. Bir ücret karşılığı olmaksızın sunulan dijital içerik ve hizmetlere ilişkin akdi ilişkiler için hukuki çerçeve belirlenmeli ve tüketicilere ücretli dijital içerik ve hizmetlerde olduğu gibi hak ve imkânlar sağlanmalıdır.

Politika belgesiyle ilişkili olarak kabul edilen bazı düzenlemeler şunlardır:

  • Digital Content Directive (2019/770)
  • Sale of Goods Directive (2019/771)
  • Enforcement and Modernisation Directive (2019/2161)
    • Unfair Contract Terms Directive (93/13)
    • Unfair Commercial Practices Directive (2005/29)
    • Consumer Rights Directive (2011/83)
    • Price indication directive (98/6)

Yeni Tüketici Gündemi (2020)

New Consumer Agenda – Strengthening consumer resilience for sustainable recovery 🇪🇺 COM/2020/696

2020 yılında yayınlanan Yeni Tüketici Gündemi, Komisyon’un tüketicinin korunması alanındaki politikalarının -şimdilik- en güncel olanıdır. AB, bu belgeyle daha önce yayınlanan politikalarını, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm ekseninde güncelleyerek 2025’e uzanan tüketici vizyonunu belirlemiştir. Belgede yer alan beş temel alan; yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, etkili icra ve tazmin, tüketicinin kırılganlığı ve küresel bağlamda tüketicinin korunmasıdır. Tüketici kırılganlığının ayrı bir alan olarak belirlenmiş olması, özellikle dijital dünyada daha belirgin hâle gelen bilgi asimetrisine dayalı problemleri göstermesi yönünden önemlidir.

2014-2019 yılları arasında AB’deki çevrimiçi alışveriş oranının %63’ten %71’e çıkmış olması, AB’nin bu alana daha fazla yoğunlaşmasına neden olmuştur. Belge’ye göre tüketiciyi koruyan mevcut kurallar dijital atmosferde tüketicinin korunması için kâfi olmayabilir. Dolayısıyla tüketicinin çevrimdışı ortamda korunmasına ilişkin kuralların çevrimiçi ortama da yansıtılması ve tüketicinin bilinçli bir şekilde karar vermesinin temin edilmesi gerekir. Bu kapsamda dijital ortamdaki haksız ticari uygulamalardan yapay zekaya kadar Belge’de birçok hedefe yer verilmiştir.

Belgede, tüketicileri çevrimiçi zararlı uygulamalardan korumak için haksız ticari uygulamalarla ilgili kuralların gözden geçirilmesi önerilmektedir. Bunlar arasında karanlık örüntüler (dark patterns) ve çevrimiçi manipülatif değerlendirmeler bulunmaktadır. Ayrıca, finansal hizmetlerdeki mevcut düzenlemelerin Lex Digitalis anlayışıyla yeniden değerlendirilmesi, internet üzerinden gerçekleştirilen satışlarda ürün güvenliğine yönelik yeni tedbirlerin alınması ve yapay zeka uygulamalarının tüketici güvenliğini sağlamak üzere düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Elektronik kimlik sistemlerine ilişkin kuralların da tüketicinin kişisel verilerinin korunması amacıyla gözden geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Haksız coğrafi kısıtlamalarla (geo-blocking) mücadele, akıllı cihazların siber güvenlik risklerine maruz kalmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve engelli tüketicilere yönelik dijital çözümlere öncelik verilmesi, belgede yer alan diğer önemli noktalardandır. Son olarak dijital okur yazarlık oranlarının artırılmasının bilgi asimetrisine dayalı problemlerin çözümünde kilit bir rol oynayacağı üzerinde durulmuştur.

Belirlenen hedeflerden bir kısmı bugüne dek çıkarılan direktif, regülasyon ve tekliflerle gerçekleştirilmeye başlanmıştır:


Netice itibariyle Avrupa Birliği, çağın yeniliklerine uyum sağlama hedefiyle çıktığı dijital dönüşüm yolculuğunda, tüketicinin korunmasına ilişkin yarım asırlık tecrübesini dijital dünyaya entegre etmekte kararlı görünmektedir. Birkaç yıl arayla yayımlanan politika belgelerinde, entegrasyonun gerçekleştirilmesi amacıyla hedef ve eylem planları belirlenerek bunların üzerine yeni düzenlemeler inşa edilmiştir. Böylelikle tüketiciyi koruyan mevcut kuralların dijital ortama uyarlanması amaçlanmıştır. Tüketici hukuku alanında AB müktesebatını yakından takip eden Türkiye için öncelikle politikaların uyarlanarak aktarılması ve ardından regülasyonların iktibas edilmesi, yöntem açısından daha doğru görünmektedir.


Yazı dizisi