Ankara’da Kitap Okunabilecek Mekanlar: Bazı Mekanlar Kitabı Lezzetli Kılar

Bu çalışma, ilk olarak mavimikrofon dergisinin mart 2014 sayısında yayınlanmıştır. Dikkat: 2014 ilkbaharında edebiyat meraklısı öğrenciler tarafından oluşturulan listedeki bilgiler eskimiş olabilir. Onlar İstanbul’dalar ve şehrin deniz kokan havasından, boğazın tam ortasından ilham alıyorlar. İlham onlar için şehrin herhangi bir sokağını arşınlamaktan ibaret. Her bir yerde ayrı tat buluyorlar. Biz ise Ankara’nın griliğinde, puslu havasında, memur görünümünde…

Bu çalışma, ilk olarak mavimikrofon dergisinin mart 2014 sayısında yayınlanmıştır.

Kapak sözü: Talat Kartal

Dikkat: 2014 ilkbaharında edebiyat meraklısı öğrenciler tarafından oluşturulan listedeki bilgiler eskimiş olabilir.

Onlar İstanbul’dalar ve şehrin deniz kokan havasından, boğazın tam ortasından ilham alıyorlar. İlham onlar için şehrin herhangi bir sokağını arşınlamaktan ibaret. Her bir yerde ayrı tat buluyorlar. Biz ise Ankara’nın griliğinde, puslu havasında, memur görünümünde ilham arıyoruz.

Ankara’da ilham bulmak zordur. Sokakları arşınlamak yetmez. Dört bir yanındaki alışveriş merkezlerinde “tüketmek”ten başka bir şey gelmez akla. O yüzden aramızdan şair/yazar pek çıkmaz. Yaşadığımız şehrin griliğinden ilham almışçasına hayatımızı renksiz çerçevelere gömmüşüzdür. En azından mavimikrofon okuyacak kadar içinizde bulunan edebiyat merakını, Ankara’ya ilişkin tasvirler yaparak kırmayalım, sizi daha da karamsarlığa itmeyelim. Bir avuç edebiyat meraklısı olarak keşfettiğimiz, Ankara’da ilham alınabilecek yerlerin varlığından bahsedelim. Sizi, halihazırda az olan ilham kaynaklarına yönlendirelim ve oralara gidip keşfetmenizi sağlayalım. Bir cumartesi yalnızlığının ortasındayken mesela, mekanlardan birinde buluşmanızı isteyelim sizden. Arkadaşınızla ya da kitabınızla.

Bu çalışma, esasında mavimikrofon‘a doğrudan ya da dolaylı katkıda bulunan herkesin mahsulü. Kimi kafe ismi vererek katkıda bulundu, kimiyse bizzat gidip o kafelerle ilgili inceleme metni yazarak. Her birine teşekkür ediyoruz ve gezginlere yaraşır bir haritanın eşliğinde “Ankara’da Kitap Okunabilecek Mekanlar” dosyasını açıyoruz. E hadi buyurun.

İncelemeler: Beyza Yazar, M. Said Dağlı, Arzu Nur Öztekin, Furkan Güven Taştan

***

Ardıç Kitabevi

Yüksel Cd. Gülsan Apt. No:8/10 Kızılay

Yüksel Caddesi’ndeki Turhan kitabevinin üst katında bulunan mekan bize, amatör dergiler ve çeşitli afişlerle merhaba diyor. Küçük bir koridorda bulunan bu afişlere göz atalım, üzerlerindeki yazıları okuyalım derken bir süre takılıp kalıyoruz. Birkaç adım sonra bitiyor koridor ve iki oda çıkıyor karşımıza; görünüşe göre burayı kitap okunacak bölüm ve muhabbet edilecek bölüm olmak üzere ayrılmışlar. İkinci el kitapların ve amatör dergilerin bol miktarda bulunduğu kısmı edebiyat-muhabbetseverler işgal etmiş olacak ki oldukça kalabalık ve gürültülü. Diğer oda ise daha küçük ve daha sessiz. Bu kısımda ikili-üçlü gruplar muhabbet ediyor sessizce, yahut kitap okuyor. Kitap okumayı tercih edenler olduğu takdirde, müziğin sesi kısılarak kitap okumaya elverişli bir ortam sağlandığını öğreniyoruz mekan sahibinden.

Şayet buraya yolunuz düşerse, önünüze demlik-bardakta gelen ve kitapevinin ismini aldığı “Ardıç çayı”nı içmeden geçmeyin.

Aylak Yaşam

Konur-2 Sk. No:63/13 Bakanlıklar (aylakyasam.com)


Aylak Adam; Aylak Madam ve Aylak Yaşam. Sanıyoruz bu iki kafe de Yusuf Atılgan’dan ilham almış.

Kızılay’da hep aynı mekanlara sıkışıp kalan Ankaralılar olarak oturulabilecek ve bazen -ama az bazen- kitap okunabilecek bir mekan Aylak Yaşam. Bir zamanlar sinema gösterimleri yapılıyordu, şimdi devam ediyor mu bilmiyoruz; ancak renkli duvarlarıyla ve farklı dekoruyla hoş sohbetleri misafir edebilecek bir yer. Son zamanlarda sevgililerin akınına uğramış durumda. Edebiyatın yalnızlık üzerine kurgulandığı gerçeğini göz önüne alırsak burada edebiyat olmaz gibi. Sırf Yusuf Atılgan’ın güzel cümlelerinin hatrına yazıyoruz Allah var.

Botanik Parkı

Çankaya Mah.

Atakule’nin ayakları altında bulunan Botanik Parkı, en sevdiğiniz kitabı alıp huzur içinde okumak isteyebileceğiniz bir yer. Eğer fotoğrafçılığa biraz ilginiz varsa her mevsim renk değiştiren ağaçlar, harika ve sanatsal pozlar yakalamanıza yardımcı olur. Bir de yaprak koleksiyonu yapmayı seviyorsanız, burası dökülen yapraklara kitabınızı açmanın tam yeri. Botanik Parkı, huzuru ve sakinliğiyle size arkadaş olabilecek en güzel ortam.

Fidan Kültür Kafe

Karanfil Cad.

Müşterilerin, sahibini yani Hasret ablayı ablası/annesi gibi hissettiği ve de hissettirdiği bu mekanın sıcaklığını varın siz düşünün. Zili çalarak girdiğimiz kafe, bize üç farklı seçenek sunuyor. Bunlardan ilki okul kantinlerini aratmayan masa ve sandalyelerin bulunduğu kısım. Burası daha çok ayaküstü uğrayanların mekanı gibi sanki. Ufak hasır taburelerin olduğu ve cüsseli insanların sığmakta zorlanacağı masa ve sandalyelerin bulunduğu bir diğer oda ise eski devirdeki kahvehaneleri andırıyor, burda bir oralet içmek şart, hele bir de şiir okuyanınız varsa yanınızda, o oralet daha bi tatlanır. Bir diğer kısım ise yine eski devri andıran fakat bu sefer küçük taburelerin yerini sedirin aldığı, uzun sohbetlere ev sahipliği yapan bir mekan.

Gurbetçilere dipnot; vaktiniz varsa annenizin pastasına benzeyen mozaik pastadan yiyin ve de çıkarken eklemeyi ihmal etmeyin; “Hasret abla kolay gelsin!

Gramofon Kafe

Koyun Pazarı Yokuşu, Samanpazarı

Ankara Kalesi’nin eteklerinde bulunan Gramofon Kafe, kitap okurlarının sevebileceği ender mekanlardan. Ankara Kalesi’ne çıkan yollarda Çengelhan’a ve At Pazarı’na yakın bir yerde bulunan Gramofon Kafe’ye girerken, 2000’li yılların telaşını portmantoya asmalısınız. Taş plakları, gramofonları, kasetleri ve arabesk müziğin ürünleriyle Gramofon Kafe, adeta şehrin içerisinde nostaljik bir yuva. Bu nostaljik yuvaya modern sorunlarınızla giderseniz, yanlış köşeye konmuş bir konu mankeni gibi hissedersiniz kendinizi. Gitmeden kendinizi hazırlayın eskilere.

Nostaljik bu kafede, kitap okumak isteyenler için sessiz sakin köşeler mevcut. Buralara oturup kitabınızı çayınızla yudumlayabilirsiniz. Şunu da belirtelim; kitap okumak için buraya gidecekler, başka bir yerde bir şeyler atıştırmalılar. Kafede yalnızca gözleme ve tost bulunuyor.

İmge Kitabevi’nin bahçesi: Guidos Kafe

Konur Sk. No:17

Bir kitap kafe demek zor buraya. İmge Kitabevi’nin bahçesi olması sizi yanıltmasın, esasında iki farklı işletme var. Menüsü, yalnızca kitap okumak amacıyla gelenlere göre pahalı. Beş bardak çaya on lira ödeyeceğinize, bir kitap alıp evde okumayı tercih edebilirsiniz.

Kitap okumak isteyenler burada azınlıkta. Dolayısıyla koyu bir sohbet sesi var ortamda. Bunun yanına sesi görece yüksek bir müzik eklenince kitap okumak hayli zor olabilir sizin için. Ama fanzinlerin çalışmalarını yürütebileceği, kitap sohbeti yapabileceği, sarı duvarlarıyla yeşil sarmaşıklarının uyum içinde olduğu bir mekan. Kitap okuyamayabilirsiniz belki ama bir kitaba ilişkin güzel bir sohbet ortamını burada yakalayabilirsiniz.

İhtiyar Kitap-Kafe

Ataç-1 Sk. No: 26 / Kızılay (facebook.com/groups/ihtiyarkafe)

Ankara’da üçüncü yılını dolduracak olan İhtiyar kitap-kafe, Kızılay’da olmasına rağmen şehrin gürültüsünden çok uzakta, Ataç-1 sokakta yer alıyor. Kızılay’da bu kadar gürültüsüz bir mekan bulmak epey zor. Böylesini bulmuşken kaçırmak da olmaz, giriyoruz hemen içeriye. Buranın sınırlarına girer girmez, zihnimizdeki kelimeler değişiveriyor. Günlük hayatın alışılagelmiş sözlerini bir kenara bırakıp yeni kelimeler seçmeye çalışıyoruz. Böyle bir havası var, insan üzerinde İhtiyar’ın.

Kapitalizme yenik düşen Vadi Kitapkafe’nin devamı niteliğinde burası. Aynı zamanda İhtiyar adlı dergiyi çıkaran İbrahim Çolak tarafından işletiliyor. Konukları arasında Hakan Albayrak, Şaban Abak, Bülent Akyürek, Ebubekir Kurban yer alıyor.

Menüsünde çay, çorba ve kahve var. Onlar da bir sözden etkilenmişler sanıyoruz; “edebiyat karın doyurmaz, çay içirir.” Anladığımız kadarıyla kemikleşmiş bir müdavim kadrosu var İhtiyar’ın. Sekiz masalı bu mekanda tüm masalar birbirini tanıyor. Öyle ki sohbet aralarında masalar arasında meyve alışverişi yapılıyor. Çıkarken işletme sahibine “İbrahim abi ben kaçtım, görüşürüz.” deyip çıkanlar oluyor. Müdavimleri arasında hesap-kitap yapılmıyor.Böyle bir müdavim kadrosu olan yere, kitap okumak için girdiğinizde kendinizi yabancı hissedebilirsiniz. Bu ilk soğukluğa rağmen işletme sahibiyle azıcık muhabbet kurmaya bakın. Sonrasında kendinize bir çay isteyebilir, çayınız eşliğinde kitabınızı okuyabilirsiniz. İçerde kitap okumak için en ideal masa, dut ağacının altındaki. Boşsa kaçırmayın o masayı.

Kitapça

Konur Sk.

Konur Sokak’ta yer alan Kitapça, İmge Kitabevi’nin üstünde bulunan ve koyu bir huzur bulunduran mekan. Merdivenlerden çıkınca İmge Kitabevi’ne bağlı olan ilk kat sizi yanıltmasın, Kitapça sizi bir üst katta bekliyor. Kapıyı çalmanıza gerek yok, evinize girermiş gibi kapıyı itip girebilirsiniz.

İçeriye girdiğinizde gözünüze sınava hazırlanan öğrenciler, kulaklıkla müzik dinlerken kafasını kitabına gömen ya da sessiz bir fısıltıyla konuşan gençler çarpabilir. Kitapların duvarlara süs edasıyla koyulduğu ve inci gibi sıralandığı bir yer burası. Daha fazla kitap bulunsa, daha güzel olabilirdi; ama belki de burayı farklı kılan şey duvarlardaki bu kitaplar ve bizim gibi aylaklar.

Sakin ruhlu müzikler insanı memnun ediyor, menünün arkasında Kitapça hakkında bulunan sözlük yazılarını okumak ise insana keyif veriyor. Ne kadar ‘sigara içilen/içilmeyen bölüm’ diye ayrılmış odalar bulunsa da içilmeyen bölümde dahi sigara kokusunu duyabilirsiniz. İçilen bölümse zaten duman altı. Yine de mavi ve beyaz duvarların ruhunu hissedebilirseniz, cam kenarından insanları seyrederken bir yandan da kahvenizden minik yudumlar alıp kitabınızı okumak size güzel saatler geçirtebilir. Bir de yağmur yağıyorsa, değmeyin keyfinize.

Kitap Kurdu

Selanik Cad. No: 48/7

Kitaplarla, dergilerle, şiirlerle ve resimlerle nev-i şahsına münhasır bir ortam oluşturan KitapKurdu, 1999 yılından beri hizmet vermesiyle Ankara’daki en eski kitap kafelerden biri olma özelliğini taşıyor.

KitapKurdu’na gittiğiniz zaman haftanın yedi günü, herhangi bir saatte sizi Selahattin Hoca karşılayacaktır. Selahattin Hoca, 80’li yılların başında Mülkiye Mektebi’nde okumuş ve o zamanlardan öğrencilerin muhabbet edeceği, kitap okuyacakları, ders çalışacakları sakin ve estetik bir ortamın hayalini kurmuş. KitapKurdu işte bu hayalin ürünü.

KitapKurdu’nda çalışanlar ve burayı tercih edenler genelde üniversite öğrencileri. Tıp’tan Hukuk’a, Siyasal’dan Havacılık’a, Mühendislik’ten Felsefe’ye her bölümden ve fakülteden öğrencinin sakin müzikler eşliğinde muhabbet edebilecekleri ve ders çalışabilecekleri, masaları ve sandalyeleri yine bu öğrencilerin sanatsal çalışmalarıyla, şiir ve resimlerlerle bezenmiş, duvarları ve ziyaret defterleri gelen herkesin katkılarıyla rengarenk olmuş kültür ortamı. Zaten kafeye geldiğinizde hemen masanıza gelen şiir kitabı ile bambaşka bir yere geldiğinizi anlıyorsunuz.

Selahattin Hoca’ya, KitapKurdu’nu diğer kafelerden ayıran en önemli özelliği soruyoruz. “Burası bir kafeden öte bir ev ve biz, bir aileyiz.” diye cevap veriyor. Kafenin müdavimlerine söz geldiğinde ise onlar, kendilerini KitapKurdu’na bağlayan şeyleri sıralarken en başa Selahattin Hoca’nın ilgili ve babacan tavırlarını ve Kafe’nin sanatsal ortamını koyuyorlar.

Bir akşam vakti yolunuz Selanik Caddesi’ne düşerse, mutlaka KitapKurdu’nun kapısını çalın ve bir fincan muhabbet isteyin.

Kurtuba Kitap & Kahve

Bayındır-1 Sk. No: 15/23  Sakarya/Kızılay  (kurtuba.com.tr)

Ankara’da kitaplarla yakından ilgilenenlerin bilmekte zorlanmayacağı meşhur bir mekan Kurtuba. Barlar Sokağı’nın tam ortasında yer alan, sahibinin şair olduğu nezih bir mekan. Üst katındaki dev yazarlar tablosu görülmeye değer nitelikte.

Kurtuba, açıldığı ilk yıllarda faaliyetleriyle ve lezzetiyle ünlü simalara ev sahipliği yapıyordu. Yazar-çizerlerin Ankara’daki buluşma noktasıydı. Biz de onlardan ilham almak için gidiyorduk, yalan değil. Üst katında dev yazarlar tablosunu inceliyorduk, hepsinin tek bir kareye sığdırıldığı o tabloyu. O zamanlarda, her bir sandalyenin arkasında temsilen ünlü bir Türk yazarın/şairin ismi yer alıyordu. Necip Fazıl, Yahya Kemal, Mehmet Akif, Fuzuli, Baki…

Ziyaretçilerine özgü bir kitaplığı vardı, gelenlerin alıp okuyabileceği, kendi kitaplarını da bağışlayabileceği. Çok sevdiğimiz Kurtuba, bir süre sonra herkes tarafından bilinmeye başlandı. Yazarların/şairlerin isimlerinin yazılı olduğu sandalyeler, seminerlerde kullanılmak üzere alt kata alındı; yerlerine mekanik, fabrika üretimi sandalyeler geldi. Üzüldük, bu ilk-özel havasının değişmesine.

Henüz gitmemiş olanlar varsa onlara, yine de bir kahvesini içmelerini tavsiye ederiz.

Mehmet Akif Ersoy Müzesi Kütüphanesi

Hacettepe Mah. Sarıkadı Sk. No: 47 / Hamamönü – Altındağ (mehmetakifersoyedebiyatmuzekutuphanesi.gov.tr)

Gurme kelimesi Fransızca ‘gurman’dan gelmektedir, lezzeti keşfetmiş/damak tadına sahip kişi anlamında kullanılır. Biz bu çalışmayı hazırlarken kitap okunacak yerler açısından gurme kıvamına geldik. Kitabın nerede okunacağına ilişkin damak tadına sahibiz gibi hissediyoruz. Eğer gerçek bir gurme olup mekanları puanlandırsaydık Mehmet Akif Ersoy Müzesi Kütüphanesi üst sıralarda yer alacaktı. Öyle lezzetli/tadının damağımızda kaldığı bir yer burası.

İki katlı bu müzede kitap okunmak için ayrılan yerlerde durakladığınız zaman büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy’un havasını hissedebiliyorsunuz. Alt katında edebiyat dergilerinin ilk ve son sayılarının yer aldığı büyük bir salon ve birkaç oda var. Odalardan biri müze görevlilerine ayrılmış, diğerindeyse yine dergiler bulunuyor. Müze bilinen birçok edebiyat dergisine abone olmuş. Okumak istediğiniz dergiler için bu bölümü kullanabilirsiniz. Üst katta Akif’in el yazması eserlerinin olduğu odalar var. Bunun dışında bütün rafları kitaplardan oluşan büyükçe bir salon ve bir oda var. Kitap okumak için üst kattaki salonda bulunan masaları, üst katın girişindeki rahat koltukları kullanabilirsiniz.

Esasında burası bir kütüphane ve geniş bir kitaplığı var. Üye olmadan –eve götürmemek şartıyla– bütün eserlerden kolaylıkla yararlanabilirsiniz. İlgilenenler için sözlük kısmının çok zengin olduğunu da söyleyebiliriz.

Kitabınızın yanına kahvenizi ya da çayınızı alma imkanınız yok, yalnızca. Bizden size küçük bir öneri: Müze görevlileri canayakın insanlar, bir ikisiyle arkadaş olursanız size kendi elleriyle bir çay yapabilirler. Bir diğer ihtimal de Altındağ / Hamamönü’nde bulunan bu müzeye girmeden önce ya da girdikten sonra Hamamönü kafelerinin birisinde çay içmek.

İki kez gittik ve ikisinde de üst katta ders çalışan insanlara rasladık. ALES / YGS / LYS gibi edebiyat ve sanattan uzak bu mekanik sınavların müzenin havasına uymadığını ve çok bayağı kaldığını düşünüyoruz. En iyisi onlara yer bırakmayın siz. Cemil Meriç’lerinizi, Ahmet Hamdi Tanpınar’larınızı, İhsan Oktay Anar’larınızı, Orwell’larınızı, Necip Fazıl’larınızı, Marquez’lerinizi alın ve gidin.

Unutmadan söyleyelim, müze olması nedeniyle; Cumartesi-Pazar ve Pazartesi günleri kapalı.

Mekan Kıraat Evi

Yüksel Cad. İnkılap Sk. No:26/Teras Kızılay
(mekankiraatevi.blogspot.com)

Eğer Süleymaniye ve Mimar Sinan Mahallesi’ne özlem duyuyorsanız, sizi Kocatepe’nin eteklerinde, Yüksel Caddesi’nde Mekan Kıraat Evi’ne bekliyoruz. Kocatepe’nin ışıklandırılmış minareleri ve kubbesinin en güzel göründüğü yerlerden biri, Mekan Kıraat Evi’nin terası. Hemen Kocatepe’nin aşağısında, bir yamaç boyunca üst üste sıralanan binalar da cabası.

Doğu’nun güzellikleri, bu kıraat evinin içine de yansımış. Eskilerin ve eskilerden ilham alanların müzikleri, kulağınıza değil yüreğinize doluyor. Ahşap masa ve sandalyeler size, sadece ismi farklı yüzlerce kafeden çok farklı ve nev-i şahsına münhasır bir “mekan”a geldiğinizi anlatıyor. Ödünç alabileceğiniz bir kitap veya dergiyi okuyarak bu farklılığı dilinize de taşıyabilirsiniz.

Mekan’da eskiden düzenli söyleşiler oluyormuş. Bu mekanın müdavimleri de birçok dergi çıkarmış. İsterseniz şiir ve edebiyat üzerine yapacağınız sohbetlerinizi burada yapabilir, önceden belirterek toplantı salonlarını da kullanabilirsiniz. Bir bardak çay içerken, oturduğunuz masada şiirler yazıldığını unutmayın.

Mekan’ın fiyatlarının da Kızılay’da bulamayacağınız kadar öğrenci bütçesine uygun olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Özellikle günlük çıkan çorbaları ve özel hazırlanan bitki çaylarını tavsiye ederiz. Çıkarken de öğrenciler için bir yol, bir çay parası bırakmayı unutmayın.

Metro hattı

Ankara’da, özellikle geçici süreliğine kalacak olanlara tavsiyemizdir. İki binişlik bir öğrenci bileti alın ve hafif gürültüye eşlik edebilecek tarzda bir kitap bulun yanınıza. Hamile ve sakatlara ayrılmış olan koltuklar haricinde bir yere oturun; istikamet Batıkent. Yolculuk süreniz yaklaşık olarak 35 dakika. Kafanızı kaldırmadan 35 dakika boyunca okuyun hafif gürültüye eşlik edebilecek tarzdaki kitabınızı. Batıkent’e geldik diye inmeyin sakın. Yeni yolculara ‘ilk binmişsiniz’ gibi rol yapabilirsiniz. Birkaç kişi bindikten sonra kitabın kapağını yeniden açın. Okuma keyfinizin ikinci yarısı başlasın. Kaç tur isterseniz o kadar kez rol yaparak yeni 35 dakikalar başlatın.

Özellikle soğuk kış günlerinde, Ankara öğrencileri için sıcacık metro vagonları ideal. Bu soğuk günlerde, işi abartıp yanınıza küçük termosta bir kahve bile alabilirsiniz. Kimsenin size karışacağı yok. Metro kurallarında “Bir biletle aynı hat üzerinde iki kez seyahat edilemez.” diye bir kural yok ya.

Müzenin Kahvesi

Hacettepe Mahallesi, Türkocağı Sokak’ta yer alan Etnografya Müzesi’nin önünde.

Tarihi Ankara Lisesi’nin yanındaki Etnografya Müzesi’nin kahvecisi de kitap okumak için ideal yerlerden bir tanesi. Karşınıza Ankara manzarasını almak istiyor ve sakin bir yer arzu ediyorsanız, size Müzenin Kahvesi’ni öneriyoruz. Açık havada kitap okumak isteyenler için muhteşem bir sığınak. Genellikle müze ziyaretçileri ve yanındaki lisenin öğretmenleri tarafından kullanılan bu kahvecide, kitabınızı bahar esintileri arasında keyifle okuyabilirsiniz.

Tayfa Kitap Kafe

Meşrutiyet Mah. Selanik Cad. 82/32 (tayfa.com.tr)

Selanik caddesinin en sonunda bulunan Tayfa Kitap Kafe bahçesiyle hoşgeldiniz diyor kitapseverlere. İçeriye girdiğimizde, bir kafedeki alışılmış seslerin yerine, kütüphane sessizliğinin olması dikkatimizi çekiyor. Çevremizde insanlar olmasına rağmen, diğer kitap kafelerden farklı olarak son derece sessiz bir ortam var. Birbiriyle konuşan insanlar dahi titizlikle ayarlıyorlar ses tonlarını.

Sahibiyle yaptığımız ufak muhabbetin sonucunda farklı programlara da ev sahipliği yaptığını öğreniyoruz Tayfa’nın. Kitap sohbetlerinden film günlerine, sergilerden atölye çalışmalarına kadar her türlü faaliyete açık burası. Kimseyi geri çevirme niyetinde değil. Fanzinlerin ve dergilerin bol miktarda bulunduğu bir kitaplığı da mevcut. İsterseniz kütüphanedeymişsiniz gibi okuyup bırakabiliyor yahut satın alabiliyorsunuz. Bir de alt katı var Tayfa’nın, tam bir çalışma salonunu andıran bir alt kat. Buraya indiğinizde kafede olduğunuzu unutuyorsunuz. Raflarda bulunan kitaplar havaya hâkim.

Şayet bir gün buraya gelmeyi düşünürseniz muhabbet etmeyi değil kitap okumayı düşleyerek gelin, aksi takdirde etraftakileri rahatsız etme ihtimaliniz vicdanınızla sizi yüz yüze bırakabilir. Son olarak Tayfa çalışanlarının bunca sessizlik ve dinginlik içerisinde ne yaptığını merak ediyorsanız hemen söyleyelim; kitap okuyorlar. Eh, bir kitap kafeye de ancak böylesi yakışırdı.

2 yanıt

  1. gül avatarı
    gül

    merhaba, güzel bir yazı olmuş, Kızılay’da Diyanet Kagem’in altındaki Kalem Kafe de eklenebilir ama burada da yer bulabilmek mümkün değil pek LYS ve üniversite öğrencilerinden.

  2. İlker Şenol avatarı
    İlker Şenol

    Yazmış olduğum öykü ve romanlar konusunda fikrini alabileceğim kişilerin olduğu yani edebiyata meraklı olan kişilerin takıldığı yerler hakkında da bilgi alabilirmiyim