Önceki AİHM Başkanı Robert Spano’dan Genç Avukatlara Tavsiyeler

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki yargıçlık görevimin ardından (…) genç avukatların güçlü ve etkili savunucular (litigator) olmak için ne yapmaları gerektiği sık sık soruluyor.

Tatil dönemi yaklaşırken, bu ilginç soruya dair görüşlerimi paylaşmak istiyorum:

Hikâye Anlatımı (Storytelling)

Karşıma çıkan en iyi avukatlar, etkili bir “hikâye anlatma” yeteneğini mükemmelleştirmişlerdi. Davayı hazırlarken önce, hukuki çerçeve ile davanın “olgusal gerçekliğini” kaynaştıran, anlaşılır, açık ve iyi yapılandırılmış yazılı beyanlar sunarlardı.

Sözlü duruşmalarda ise öncelikle müvekkilinin hikâyesini vurgularlardı. Hâkimler, avukatların hukuki teknik ayrıntılar arasında boğulmasını ya da apaçık gerçekleri tekrarlamasını istemez. İstedikleri; işin özü ve davanın ana temasının ne olduğudur.

Yazılı Beyanlarda “Az, Ama Öz”

Hâkimler, kısa, net ve iyi yapılandırılmış yazılı beyanları sever. Avukatlar, uzun uzadıya dilekçelerle mahkemeyi “boğarak” müvekkillerine iyilik yapmaz. Bu, özellikle dilekçelerin çoğu zaman aşırıya kaçtığı tahkim yargılamalarında geçerlidir.

Müvekkillere, maliyetin mahkemeye kaç sayfa dilekçe sunulduğuna göre değil, kaliteye göre hesaplanması gerektiği anlatılmalıdır. Avukatlar, hâkimin dikkatini çekerek davalarını kazanır. İlginç bir hikâye anlatın — işin püf noktası budur.

Muhakeme Akışı (Flow of Reasoning)

Savunmada yapı her şeydir. Hâkimler, bir davanın içinde kendilerini rahatça gezdiren, her adımın mantıksal olarak bir sonrakine bağlandığı beyanları takdir eder. Önce yargı yetkisi (jurisdiction) ve ardından davanın esasına geçilir, tersi değil. Önce usul, sonra esas; tersi değil.

Güçlü Yanları Vurgulayın, Zayıf Yanları Hafifletin ama Saklamayın

Üstün nitelikli savunmanın kilit becerilerinden biri, davanın güçlü ve zayıf yanlarını akıllıca belirlemektir. Güçlü yanlar öne çıkarılmalı, anlatı onlarla inşa edilmelidir. Ancak zayıf noktaları saklamaya kalkmak hatadır. Hâkimler, zayıf yönleri doğrudan ele alan, bunları görmezden gelmek yerine özgüvenle yüzleşen avukatları takdir eder.

Sözlü Savunma Bir Diyalogdur, Ders Anlatımı Değil

Etkili sözlü savunma bir sanattır; hızlı düşünmeyi, hikâye anlatımı becerisini ve sohbet havasındaki bir üslubu gerektirir. Hâkimler, kendilerine “vaaz” verilmesinden ya da “ders” anlatılmasından hoşlanmaz; avukatlarla etkili ve anlamlı vakit geçirmek isterler. Unutmayın, hâkimlerin ellerinde pek çok dava var — zamanınızı akıllıca kullanın.

Bir avukat olarak mesleki bir kariyer yoluna girmek yüksek bir idealdir. Bu ilkeleri ve öğeleri pratiğinize dahil etmeye çalışın; başarıya ulaşacağınızdan emin olabilirsiniz!

Kaynak: Robert Spano / Linkedin

Updated on 7 Ocak 2025