Sinerjik.org 10 yaşında!

Bugün, şahsi bir milat noktasına özgü notlarımı ve düşüncelerimi bloguma çivilemek isterim. Neden mi milat noktası? Çünkü, dostlarım tarafından bu tip projeler açısından ayran gönüllü olarak nitelendiriliyordum zamanında. Dönem dönem uzun fasılalar boyunca bir şeyler karalayamasam da, dijital bir platformu bir şekilde 10 yıldır ayakta tutabilmek, benim açımdan kutlanmaya ve anılmaya değer. Henüz çocuk sayılabilecek yeni…

Bugün, şahsi bir milat noktasına özgü notlarımı ve düşüncelerimi bloguma çivilemek isterim. Neden mi milat noktası? Çünkü, dostlarım tarafından bu tip projeler açısından ayran gönüllü olarak nitelendiriliyordum zamanında. Dönem dönem uzun fasılalar boyunca bir şeyler karalayamasam da, dijital bir platformu bir şekilde 10 yıldır ayakta tutabilmek, benim açımdan kutlanmaya ve anılmaya değer.

Henüz çocuk sayılabilecek yeni bir kalemin, kendi ilgi alanları doğrultusunda internette bulduğu her türlü içeriği, kolay ulaşabilmek amacıyla bloguna not düşme çabasının olduğu 2008 yılında başladı bu sitenin hikâyesi. O yıllarda, harala gürele yazıyor olmanın verdiği heyecanla başka bir blogumda “yazmayı ve yayınlamayı sevmek” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım. İlgi alanlarımdan az çok uzaklaşmak zorunda kalmam ve hukukun hayatıma adeta zorunlu seçmeli bir ilgi alanı olarak girmesi dışında değişen pek bir şey de yok esasında. Kimi zaman başka formatlarla da olsa hâlen yazmayı ve yayımlamayı seviyorum. Türkiye’nin en eski bloglarından birinin yazarı olarak onuncu yıla özgü notlar düşmek de, bugüne kadar bu sevginin en büyük tatminini gerçekleştiriyor.

Yazmayı ve yayınlamayı sevmenin önemli bir sonucu da var benim için; yazdıklarımı kalıcı ortamlarda saklamak ve korumak. Bunun için hem dış dünyaya kalıcı kanallarla temas edebilmek, hem de iç dünya açısından iyi bir arşivci olabilmek gerekiyor. Dış dünya yönünden düşüncelerimi  twitter, facebook gibi gündelik ortamlarda değil, olabildiğince blogumda paylaşmayı tercih ediyorum. İyi bir arşivci olabilmek için de başlangıcı; 2008 ile 2012 yılları arasında yayında kalan diğer blogumu, dijital dünyadan sildiğim zannıyla yayından kaldırdıktan sonra, tek kopyalık bir kitap olarak kütüphaneme yerleştirmekle yaptığımı söyleyebilirim. Hedef, modern bir kavram olan blog’u evladiyelik bir şeye dönüştürmek ve belki sonraki nesillere de okutabilmekti. Bir gün miadı dolunca sinerjik.org’u da tüm muhtevasıyla birlikte evladiyelik bir kitap olarak kütüphanemin sınırlarına çekmeyi planlıyorum. Ama henüz bunun için erken galiba, öyle değil mi? Türkiye’nin en eski internet günlüklerinden Sinerjik.org için gelsin; “Nice on yıllara!