Gelecek çağlardaki teknoloji ve ürpertileri

Eşinizi kaybediyorsunuz. Bir yazılım şirketi, kaybettiğiniz eşinizin size Whatsapp’tan gönderdiği tüm sesli mesajlarından onun sesini çıkarıyor ve onu artık istediğiniz zaman arayabileceğiniz bir sanal gerçeklik haline dönüştürüyor. İstediğiniz zaman, onun numarasını arayarak istediğiniz konulardan konuşabiliyorsunuz. Yazılım şirketiyle paylaştığınız sesli mesajlardan o kadar iyi harmanlanmış ki onun sesi, gerçeğiyle ayırt edemeyeceksiniz belki eşiniz yaşasa. Ona özgü tepkilerle olmasa da, onunla sanki…

Eşinizi kaybediyorsunuz. Bir yazılım şirketi, kaybettiğiniz eşinizin size Whatsapp’tan gönderdiği tüm sesli mesajlarından onun sesini çıkarıyor ve onu artık istediğiniz zaman arayabileceğiniz bir sanal gerçeklik haline dönüştürüyor. İstediğiniz zaman, onun numarasını arayarak istediğiniz konulardan konuşabiliyorsunuz. Yazılım şirketiyle paylaştığınız sesli mesajlardan o kadar iyi harmanlanmış ki onun sesi, gerçeğiyle ayırt edemeyeceksiniz belki eşiniz yaşasa. Ona özgü tepkilerle olmasa da, onunla sanki o yaşıyormuşçasına normal bir insanmış gibi konuşabiliyorsunuz. Bu sizi rahatlatıyor ama; aynı yazılım şirketi sizi dürtüyor bir kez daha.  Eşinizin e-postalarına, Twitter, Facebook, Instagram ve benzeri tüm hesaplarıan erişim yetkisi vermeniz halinde, konuştuğunuz yapay zekanın, artık eşinizin tepkileriyle konuşacağını taahhüt ediyorlar. Dayanamıyorsunuz, bu ağlara da erişim yetkisi veriyorsunuz ve artık yalnızca sevdiğinize özgü o tepkileri de duymaya başlıyorsunuz sanal gerçeklikten. Yanınızda fiziken yok ama; tepkileri, sesi, tonlamaları ve vurgulamaları aynı onunkiler. Ne kadar farkındasınız, bilmiyorum ama teknoloji; kişinin Facebook, Twitter ve e-postalarında verdiği tepkilerden onun nasıl cümle kurduğunu,  olaylar karşısında nasıl tepki verdiğini hiç hata yapmaksızın aktarabilecek bir seviyeye doğru gidiyor.

black-mirror-kaydeden-gozler

Gözlerimize yerleştirilecek olan ufak çiplerle, yaşadığımız tüm görüntüler kaydediliyor.  Polislerin kimlik sorma yetkisi tarih oluyor; artık son 24 saat içerisinde neler yaptığımız gözlerimizdeki minik çipler sayesinde tarayabilecekler. Sevgilinizle anılarınızı yad etmek için oturup eski fotoğraflarınıza değil, birbirinizin gözlerinden kaydedilmiş olan görüntülere bakacaksınız. En ince ayrıntısına kadar, yeniden yaşayacaksınız o anları.

Bu teknolojik gelişmeler, kulağa hoş geliyor. Peki bu teknolojiden kaynakalanacak yeni psikolojik durumları tahmin edebiliyor muyuz? Yapay zekalar, kopyalanan bilinçler, her an ulaşılabilen hafızalar… Bu teknolojilerin heyecanlandıran yönlerini her gün haberlerde izliyoruz: “Yeni çıkan bu teknolojiyle, hayatımız artık daha kolay!” Ürperten gerçekliklerdense kimse bahsetmiyor. Her bölümü film tadındaki bir İngiliz dizisi hariç: Black Mirror. Dizinin ismi; telefon, tablet ve televizyonların ekranlarının kapanmasıyla birlikte siyah aynaya dönüşmelerinden geliyor.2011’de başlayan dizinin henüz 7 bölümü yayınlanmış durumda. Her bölümü ortalama 45 dakika ve bu bölümlerde birbirinden bağımsız oyuncu ve kurgular mevcut. Teknolojinin, gelecekte insanların hayatlarını kolaylaştırmaktan çok onların işini zora sokacağı, insanlararası ilişkileri alt üst edeceği dijital çağı anlatan muhteşem bu başyapıtı, fırsat bulur bulmaz izlemeye başlayın.

black-mirror-logo

Not: Bu dijital çağa, çok uzak değiliz.