Elime geçen birkaç mahkeme kararında, farklı font ve puntolarla yazıldığını farkedince, neden tüm yargı kararlarında aynı font ve punto kullanılmıyor diye düşünmüş ve Türkiye’de yargının en büyük probleminin mahkeme kararlarında font birliğinin olmamasına(!) kani olmuştum. 🙂 Birkaç gün önce, meselenin bir Yargıtay kararına konu olduğunu fark edince, konu üzerine bir şeyler yazma gereği hissettim.
Kararda Yargıtay, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe dayanarak, yerel mahkeme kararının Times New Roman (12 punto) ile yazılması gerekliliğine işaret etmiş:
Öte yandan (…) “Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile resmi yazışma kuralları belirlenmiş olup, (…) yönetmeliğin 8.maddesi gereği, “Times New Roman” yazı tipi ile (12) karakter boyutunun kullanılması esastır.
Mahkeme kararında kullanılan (8) karakter yazı boyutu ise çok küçük olup, kararın okunmasında ve dolayısıyla anlaşılmasında güçlük bulunmaktadır.
Hukuk haber sitelerinde, sanki karar 8 puntoyla yazıldığı için bozulmuş gibi başlıklar atılıyor, karar elbette maddi hukuktan kaynaklanan meselelerden ötürü bozuluyor, bunun yanında kararın 8 puntoyla yazılması da eleştiriliyor.
Karara dayanak oluşturan Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili maddeleri de şöyle:
Madde 2– Bu Yönetmelik, bütün kamu kurum ve kuruluşlarını kapsar
Madde 4/g: Yazı alanı: Yazı kağıdının üst, alt, sol ve sağ kenarından 2,5 cm boşluk bırakılarak düzenlenen alanı,
Madde 8: Bilgisayarla yazılan yazılarda “Times New Roman” yazı tipi ve 12 karakter boyutunun kullanılması esastır.
Yönetmelik kapsamına avukatlar da alınmalı
Avukatların, özellikle belirtmek istediği hususları dilekçelerinde genellikle 24 punto, kalın, altı çizili şekilde kaleme alıyorlar. Kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayan yönetmeliğin avukatları da kapsaması isabetli olacaktır.
12 karakter boyutuyla yazılmış ancak; satır aralarında en ufak boşluk olmayan mahkeme kararları da azımsanmayacak sayıda çok. Bu sebeple yönetmeliğe satır aralık değeri standardı da getirilmeli.
Yani anlayacağınız, Türkiye’de yargının sıkça dile getirilen problemlerinden başka, -belki yalnızca- tasarımcı hukukçuların da ilgisini çeken başka problemleri de var. Diğerleri kadar önemli olmasa da; bunların da gözden geçirilmesi gerekiyor.